Ankara Miras hukuku nda uzmanlığı olan, miras davası ve miras hukukundan doğan uyuşmazlıklara ilişkin
avukatlık hizmeti veren avukatlar uygulamada miras avukatı olarak bilinir. Miras avukatı aşağıda verilen
miras davası örnekleri ile ilgili davalarda çalışır: Elif Yiğit

  • Ortaklığın giderilmesi davaları
  • Tenkis davaları
  • Terekenin tespiti davaları
  • Mal rejiminden kaynaklanan bir alacağa ilişkin terekeye karşı açılan davalar
  • Mirasçılık Belgesi istemli davalar
  • Muris muvazaası (Mirastan mal kaçırmak kastıyla)
  • Ölüme bağlı tasarrufların iptali davaları
  • Mirasta denkleştirme (Mirasta iade)
  • İstihkak iddiaları
  • Vasiyetnamenin yazılması, açılması, yerine getirilmesi veyahut iptali davaları
  • Mirasın reddi
  • Mirastan yoksunluk
  • Mirasçılıktan çıkarma işlemleri
  • Mirasçılıktan çıkarılma işlemlerinin iptaline ilişkin davalar
  • Mirasın paylaşılması işlemleri
  • Miras payının devri davaları

Miras davalarında uzmanlaşan avukat hangi davalara bakar ?

Miras hukukuna ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunun 495-682. maddeleri arasında düzenlenmektedir.
Bu kanun hükümleri murisin geride kalan malvarlığının mirasçılarına intikalini ve mirasçılar arasında
paylaşılması hususlarını düzenler. Bu paylaşım sırasında mirasçılar arasında meydana gelebilecek
uyuşmazlıkların çözümü ve giderilmesi için bu madde hükümlerine dayanılarak miras davası açılır.
Miras avukatı miras hukuku alanında yer alan tüm davalarda, miras hukuku sözleşmelerinde, ölüme bağlı
tasarruflarda uzmanlaşmış olan avukatlardır. Miras avukatı miras hukukundan doğan her türlü
uyuşmazlıkta müvekkilinin menfaatini koruyan, somut uyuşmazlıklarda yaptığı doğru analizlerle risk
tespitinde bulunan, müvekkilinin hak kaybına uğramasını engelleyen hukuken yol gösteren bir danışman
ve avukattır.

Ankara Miras Hukuku

Miras Davaları

Miras hukuku, miras bırakan ın ölümü ile malvarlığında ortaya çıkan hukuki durumları ve buna
ilişkin mirasçılar arasında çıkan uyuşmazlıkları temel almaktadır. miras bırakan ın ölümü ile malvarlığı “
tereke ” adını alır. Tereke, miras bırakan ın malvarlığında bulunan hak ve alacakların dahil edildiği “
aktif tereke ” ve borçların dahil edildiği “ pasif tereke ” olarak ikiye ayrılır. miras bırakan ın ölümü ile
terekede bulunan aktif ve pasif malvarlığı değerleri bir bütün halinde doğrudan mirasçılara geçer. Bu
hususta terekenin borca batık olması durumunda mirasçıların bu borçtan etkilenmemeleri için yine tereke
borca batık değilse terekenin paylaşımı konusundaki anlaşmazlıklar miras davası konusu yapılabilir. Yine
miras bırakan ın hayattayken gerçekleştirdiği ölüme bağlı tasarruflar miras davası konusu yapılır.

Mirasçılık Belgesi Nasıl alınır ?

Mirasçılık belgesi (veraset ilamı) miras bırakan ın yasal miras paylarını gösteren belgedir. Mirasçılık
belgesinin düzenlenmesinin amacı terekede hak sahibi mirasçıların hukuki durumlarını belirlemek ve bu
kimselere tereke üzerinde tasarruf imkânı tanımaktır. Mirasçılık belgesi ile mirasçılık sıfatı belirlenmiş
olur. TMK m. 598 gereği yasal mirasçı oldukları belirlenen kimselere, sulh mahkemesince veya
noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Yasal mirasçıların yanında, vasiyetname veya
miras sözleşmesi ile atanmış iradi mirasçılar ve vasiyete ilişkin lehine ölüme bağlı tasarruf yapılanlar da
mirasçı olduklarına dair belge alabilirler. Mirasçılık belgesi miras hakkının varlığına karine teşkil
etmektedir.

Ankara Miras Hukuku

Mirasta Denkleştirme

Mirasta denkleştirme miras bırakanın sağlığında yaptığı kazandırmalar sebebiyle yasal mirasçılar
arasındaki eşitliğin sağlanması için yapılmaktadır. Miras bırakan tarafından yapılan kazandırmanın
denkleştirmeye tabi olması için kazandırma sağlar arası bir nitelik taşımalı, karşılıksız olmalı ve miras
bırakanın kendi malvarlığından yapılmalıdır. Yine kazandırmanın kazandırmadan yararlanan mirasçının
miras payına mahsuben yapıldığının murisin iradesinden anlaşılması gerekmektedir.

Miras hukukunda Tenkis Davası

Türk Medeni Kanunu bir yandan miras bırakana kendi terekesi üzerinde hak sahibi olan yasal mirasçıları
belirleme özgürlüğü vermekteyken öte yandan bu tasarruf özgürlüğünü saklı pay müessesi ile
sınırlandırmaktadır. Saklı pay; miras bırakan ın iradesi ile ortadan kaldıramayacağı özel bir yasal
mirasçılık rejimidir. Miras bırakanın terekede hak sahibi olmalarını engelleme imkânı tanınmayan
mirasçılara ” saklı paylı mirasçı ” denmektedir. TMK madde 505 ile mirasçı olarak eş, altsoy, anne ve
baba saklı paylı mirasçı olarak sınırlayıcı sayıda sayılmakta ve TMK madde 506 ile saklı pay oranları
belirlenmektedir. TMK m. 505-506 hükümleri emredici niteliktedir. Bu nedenle mirasbırakanın saklı payı
ihlal eden şekildeki tasarruflar hukuken geçersizdir. Ancak söz konusu geçersizlik kendiliğinden sonuç
doğurmamakta ve saklı paylı mirasçıların, murisin tasarruflarının saklı pay ihlali sonucu doğurduğunu
dava veya def’i yoluyla ileri sürmesi gerekmektedir. Miras bırakanın tasarruf oranını aşan şekildeki
kazandırmalarının geçersizliği dava yoluyla mahkemeden talep edilebilir. İşte bu tür davalara Tenkis
davası adı verilir. Kural olarak tenkis davasında hukuki yararı bulunan kimseler saklı paylı mirasçılardır.
Ancak istisnai olarak saklı paylı mirasçıların alacaklılarına da tenkis davası açma imkânı tanınmaktadır.

Mirasta İstihkak Davası

Miras nedeniyle istihkak davası TMK’nın 637. maddesinin 1. fıkrasında ” Mirasçıların tereke
mallarını elinde bulunduran kişilere karşı mirastaki üstün hakkını ileri sürerek açtığı bir dava olarak
nitelendirilen; herkese karşı açılabilen ve terekenin tamamına ilişkin talepte bulunma hakkı veren bir
dava türüdür. Miras nedeniyle istihkak davası bağımsız bir dava türü olup, hedeflenen mirasçının
mirasçılık hakkına dayanarak tereke mallarını ele geçirmesidir. Bu dava terekenin tümü için açılabilecek
bir dava olup bütünsel terekeye dahil şeylerin davacıya iadesine karşılık gelmesi sebebiyle edim davası;
aynı zamanda miras hakkının mutlak haklardan olması sebebiyle ayni bir davadır.

Muris Muvazaası: Mirastan Mal Kaçırma

Muris muvazaası, yasal mirasçının miras hakkından mahrum bırakılması amacıyla yapılan karşılıksız
kazandırmaların satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi gösterilmesidir. Kısaca yasal
mirasçıların tenkis davası açmak suretiyle ihlal edilen saklı paylarına ulaşması engellenmektedir. Muris
muvazaası, Türk Borçlar Kanunu anlamında “nispi muvazaa” olarak kabul edilmektedir. Muris
muvazaasında görünürdeki İşlemler genelde sonuç doğurmayacağı taraflar arasında kararlaştırılan satış,
bağışlama, ölünceye kadar bakma vb. Sözleşmelerdir.

Miras Davası Kaç Yıl İçinde Açılır ?

Miras bırakanın sağlığında mirasçılar bakımından miras hakkı mevcut bulunmamaktadır. Dolayısıyla
murisin sağlığında miras davası açılması mümkün değildir. Miras davaları için ilk şart murisin ölmesi ve
mirasın açılmasıdır. Genel olarak miras davası zamanaşımı sürelerine tabi olmaktadır. Mirasçılık
belgesinin iptali davası bakımından zamanaşımı söz konusu olmamaktadır. Denkleştirme davasının
mirasın paylaştırılmasının bitimine kadar açılması gerekmektedir. TBK m. 146’ya göre denkleştirme
talebi 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
Tenkis davası bakımından iki zamanaşımı süresi vardır. Mirasçıların saklı paylarının ihlal edildiğini
öğrendikleri günden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Ayrıca murisin ölümünden ya da mirasın
açılmasından itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi mevcuttur.
Yine miras sebebiyle istihkak davası bakımından iki zamanaşımı süresi öngörülmektedir. Davacının
mirasçılık sıfatı ve iyi niyetli davalının tereke değerini elinde bulundurduğunu öğrenme tarihinden
itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi her halde murisin ölümü veya vasiyetnamenin açılmasından itibaren
10 yıllık ve kötü niyetli davalılara karşı 20 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur.
Muris muvazaası davası bakımından herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu
olmamaktadır.
Ölüme bağlı tasarrufların iptali davası mirasçı tarafından mirasçılık sıfatının ve iptal sebebinin
öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre ve her halde murisin ölümü veya vasiyetnamenin
açılmasından itibaren iyiniyetli davalılara karşı 10 yıllık kötü niyetli davalılara karşı 20 yıllık zamanaşımı
süresi söz konusu olmaktadır.

Miras Sözleşmesi Nedir?

Miras sözleşmesi, mirasbırakan ile bir mirasçısı ya da üçüncü bir kişi arasında ve murisin ölümünden
sonra sonuç doğuracak şekilde yapılan bir sözleşmedir. Miras sözleşmesi olumlu miras sözleşmesi ve
olumsuz miras sözleşmesi olarak ikiye ayrılmaktadır. Olumsuz miras sözleşmesi aynı zamanda “mirastan
feragat sözleşmesi” olarak da adlandırılmaktadır. Miras sözleşmesinin geçerli olması için resmi
vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir. Miras sözleşmesi, “olumlu miras sözleşmesi” ve
“olumsuz miras sözleşmesi (mirastan feragat sözleşmesi)” olarak ikiye ayrılmaktadır. Olumlu miras
sözleşmesi ile muris, belirli bir malvarlığı değerini bir kimseye bırakmak yükümlülüğü altına
girmektedir. Olumsuz miras sözleşmesi ise yasal mirasçının, miras hakkından feragat beyanında
bulunduğu sözleşmedir. Olumsuz miras sözleşmesi, karşılıklı ya da karşılıksız olarak yapılabilir.

Ankara Miras Hukuku

Mirasçıların Katılma Alacağı Talebi

Eşin ölümü halinde ölenin edinilmiş mallar üzerindeki katkı ve katılma payını talep etme hakkı
mirasçılarına geçer. Mirasçılar bu haklarını sadece dava yoluyla talep edebilir. Bu dava diğer mirasçılar
tarafından sağ kalan eşe karşı açılır. Bu durumda öncelikli olarak mirasçıların açtığı mal rejiminin
tasfiyesi davası görülüp sonuca bağlanır. Dava sonucunda ortaya çıkan mirasbırakanın mal rejiminden
doğan alacak hakları terekeye dahil edilerek miras paylaşımı yapılır.

Sağ Kalan Eşin Katılma Alacağı ve Miras Hakkı

Sağ kalan eş saklı pay sahibi mirasçılardan biridir. Ölen eşin çocukları varsa mirasın dörtte biri ölenin
ana babasıyla birlikte mirasçı olması halinde mirasın yarısı sağ kalan eşin miras payıdır. Ölen eşin diğer
mirasçıları ile birlikte mirasçı olması halinde ise sağ kalan eşin miras payı dörtte üçtür. Sağ kalan eş
katılma alacağı ve değer artış payı vb. haklarını dava yoluyla talep edebilir. Sağ kalan eş bu davayı ölen
eşin diğer mirasçılarına yöneltir. Bu durumda öncelikle sağ kalan eşin mal paylaşımından doğan alacak
hakkı belirlenir. Sağ kalan eşin katılma alacağı terekeden düşülür. Bundan sonra miras hukuku hükümleri
uyarınca tüm yasal mirasçılar arasında paylaşım yapılır. Sağ kalan eşin katılma alacağı terekenin
borcudur. Yasal mirasçılar, tereke borçlarından miras payları oranında sorumludur. Sağ kalan eş, ölüm
nedeniyle mal rejimi tasfiyesinde aile hukuku hükümlerine göre alacaklı mirasçı sıfatı ile ise borçludur.
Bu nedenle sağ kalan eşin, katılma alacağı hesaplanırken, miras payı oranında mahsup yapılır.

Terekeye konu taşınmaz aile konutu ise sağ kalan eş özgülenme talebinde bulunabilir

Eşlerden birinin ölümü halinde sağ kalan eşe aile konutunun kendisine bırakılmasını talep hakkı
tanınmıştır. Şayet eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte
yaşadıkları konut varsa sağ kalan eş bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı
tanınmasını isteyebilir.
Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi

Madde 652

Madde 652 Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte
yaşadıkları konut varsa;sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı
tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin
istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir.
Mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi
için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras
hukuku hükümleri saklıdır.
Sağ kalan eş miras hakkına mahsup edilmek kaydıyla ölen eşle birlikte yaşadığı aile konutunun
mülkiyetinin kendisine verilmesini talep edebilir. Aile konutu mülkiyetinin sağ kalan eşe verilmesi
durumunda konutun değeri eşin miras payından mahsup edilir. Diğer mirasçıların hakları, terekede
bulunan diğer malvarlığı değerlerinden karşılanır. Haklı bir nedenin varlığı ve talep halinde mülkiyet
hakkı yerine müşterek konut üzerinde intifa veya oturma hakkı da tanınabilir. Bu durumda sağ kalan eş
mülkiyet hakkına sahip olmasa da ömür boyu veya belirlenecek bir süre boyunca aile konutunu kullanma
hakkına sahip olacaktır.
Ofisimiz Ankara’da Cinnah Caddesi üzerinde yer almaktadır. Ofisimizde profesyonel olan miras
avukatlarımız ile miras davalarında her türlü konuda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti
vermekteyiz. Ofis olarak miras hukuku alanında karşılaşılan sorunları en iyi şekilde çözüme ulaştıracak
hukuki desteği müvekkillerimize sunmaktayız.

Uyarı: Sizlere sunmuşolduğumuz bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal
tavsiye olarak değerlendirilemez. Makalemizdeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli
ve herhangi bir işlem yapmadan önce hak kaybına uğramamanız için mutlaka avukatınıza
danışmalısınız.