Boşanmada Ev Durumu Ankara
Sayfa İçeriği
Ortak Konut Ne Anlama Gelir ?
Boşanmada Ev Durumu Ortak konut, evli çiftin yaşamlarını birlikte sürdürdükleri konuttur. Boşanma davası sürecinde, ihtilaflı (çekişmeli) boşanma davasında çiftin ortak konutu birlikte kullanması çeşitli nedenlerden dolayı mümkün olmayabilir. Bu nedenle, eşlerin dava süresince ortak konutta kimin kalacağı konusunda uzlaşamaması durumunda, mahkemeye başvurularak ortak konutun eşlerden birine tahsis edilmesi talep edilebilir.
Tabii ki, eğer bu konuda eşler arasında anlaşma sağlanıyorsa tahsis için başvuru yapmaya gerek yoktur. Ancak olası boşanma davalarında konutun kullanımı mahkemeden talep edilebilir.
Ortak konutun tahsisine ilişkin kararın yanı sıra, eğer ortak konut mülkiyeti eşlerden birine veya her ikisine ait bir aile konutu niteliğindeyse, bu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması ve/veya mal paylaşımı davası açılarak söz konusu konut hakkında ihtiyati tedbir kararı alınması da mümkün olabilir. Ayrıntılı bilgi almak için, konusunda yetkin bir boşanma avukatıyla görüşerek hukuki danışmanlık hizmeti alınmasını öneririz.
Boşanma davalarının, deneyimli bir boşanma avukatının desteğiyle yürütülmesi zorunlu olmasa da, ortak konutun tahsisi gibi özel konuların en doğru şekilde talep edilmesini sağlamak adına taraflara önemli bir avantaj sunacaktır. Eliniz ne kadar güçlüyse, davayı kazanma ihtimaliniz de o kadar yüksek olacaktır.
BOŞANMA SÜRECİNDE ORTAK KONUTUN KULLANIMI
Boşanma süreci, taraflar için hem duygusal hem de hukuki açıdan önemli kararların alındığı bir dönemdir. Bu süreçte en sık karşılaşılan konulardan biri de ortak konutta kimin kalacağıdır.
Eğer eşler, dava süresince ortak konutun kim tarafından kullanılacağı konusunda anlaşamazlarsa, mahkemeden bu konuda bir karar talep edilebilir. Mahkeme, tarafların mevcut durumlarını, barınma ihtiyaçlarını ve çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak ortak konutun kullanım hakkını geçici olarak eşlerden birine tahsis edebilir.
Ayrıca, ortak konut eşlerden birine ya da her ikisine ait bir aile konutu niteliğindeyse, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması ve/veya mal paylaşımı davası açılarak söz konusu konut hakkında geçici önlem kararı alınması da gündeme gelebilir. Bu tür hukuki adımlar, tarafların haklarını koruma altına almak açısından büyük önem taşımaktadır.
Ancak, boşanma veya ayrılık davası açıldığında, dava süresince gerekli görülen konular hakkında hâkim, tarafların talebi olup olmadığına bakmaksızın kendiliğinden karar verebilir. Bu ilke, Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesinde açıkça yer almaktadır:
Madde 169
“Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”
Bu nedenle, boşanma davasında taraflar ortak konutun tahsisine ilişkin bir talepte bulunmasa dahi, hâkim ortak konutun eşlerden birine tahsis edilmesine yönelik ara karar verebilir. Ancak sürecin daha hızlı ilerlemesi ve hâkimin bu yönde bir karar almasını gerektirecek koşulların açıkça belirtilmesi açısından, ortak konut tahsisinin ayrıca ve açık bir şekilde talep edilmesi önerilmektedir.
Ayrıca, boşanma davası açılmaksızın, örneğin ayrılık davası yoluyla veya 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında yapılacak koruma ve uzaklaştırma tedbiri talebiyle de ortak konutun tahsisi istenebilir.
Ortak konutun kendisine tahsis edildiği eşin bu hakkı kötüye kullandığının tespit edilmesi—örneğin, fiilen başka bir konutta (örneğin ailesinin yanında) yaşadığı halde yalnızca diğer eşe zarar vermek amacıyla ortak konutun kendi adına tahsis edilmesini sağlamış olması gibi durumlarda—diğer eş, somut durumu bir dilekçeyle açıklayarak ortak konutun kendisine tahsis edilmesini talep edebilir.
Boşanmada Ev Paylaşımı Anlaşması
Mal paylaşımı sürecinde, aile konutunun kimin kullanımına bırakılacağı sıkça merak edilen bir konudur. Boşanma durumunda evin kime ait olacağına dair kesin bilgiler için 2002 yılı referans alınmaktadır. Bu tarihte yürürlüğe giren edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik süresince edinilen taşınmazlar üzerinde eşlere ortak haklar tanımaktadır.
Ancak, bağış veya miras yoluyla elde edilen mülkler bu kapsamda değerlendirilmediğinden ortak paylaşım söz konusu olmamaktadır. Öte yandan, eğer eşler boşanma öncesinde aralarında boşanma sürecinde mülk paylaşımına ilişkin bir protokol imzalamışlarsa, bu anlaşmanın hükümleri geçerli olacaktır.
Buna göre, ortak konut tarafların mutabakata vardığı şekilde devredilebilir veya satılabilir. Ancak, taraflar arasında bir anlaşma bulunmuyorsa, hâkim bireylerin ekonomik ve sosyal durumlarını, çocukların yararını ve benzeri unsurları dikkate alarak konutun hangi eşe bırakılacağına karar verir. Boşanma sürecinin tamamlanmasıyla birlikte, ortak konutun kime tahsis edileceği kesinlik kazanır.
Boşanma sürecinde ev paylaşımı yapılırken, hâkim ortak konutun eşlerden birine ve çocukların kullanımına tahsis edilmesine karar verebilir. Aile kirada oturuyorsa, evde kimin kalacağı da hâkimin takdirine bağlıdır. Gerektiği durumlarda, taraflardan birinin bilgisi olmadan konutun el değiştirmesini veya satılmasını önlemek amacıyla Tapu Müdürlüğü tarafından taşınmaz üzerine kayıt düşülebilir.
Burada temel amaç, mağduriyetin önüne geçmektir. Konut üzerine kısıtlama kaydı konulabilmesi için eşin, Tapu Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvuruda bulunması gerekmektedir. Bu kayıt sayesinde, konutun izinsiz olarak el değiştirmesi engellenebilir. Eğer aile konutu üzerinde kısıtlama kaydı bulunmasına rağmen satış işlemi gerçekleştirilirse, bu satış hukuken geçersiz sayılır. Rızası olmayan eş, tapu iptal ve tescil davası açarak satışın iptalini talep edebilir.
Boşanmadan Önce Satılan Malların Hukuki Durumu
Boşanma davalarında mal paylaşımına dâhil edilen varlıklar, evlilik sürecinde edinilmiş veya elden çıkarılmış taşınır ve taşınmaz malları kapsamaktadır. Eşler, evlilik boyunca sahip oldukları mallar üzerinde tasarruf hakkına sahip olup, bu malları kendi iradeleri doğrultusunda kullanabilirler.
Boşanmada Mülkiyet Paylaşımı
Ülkemizde, genellikle ortak konutun tahsisi kadınlar tarafından talep edilmektedir. Şayet talep eden tarafın gerekçeleri mahkeme tarafından haklı bulunursa, ortak ev talep eden tarafa tahsis edilebilmektedir. Bazen dava sonuna kadar, bazen de süresiz olarak müşterek ev taraflardan birine tahsis edilebilir. Bu süreci en doğru şekilde yönetebilmek için uzman bir avukat yardımıyla müşterek evinizi kendinize tahsis ettirebilir veya eşinizin talebi üzerine sizin aleyhinize karar verilmesini önlemek için gerekli adımları atabilirsiniz.
Çekişmeli boşanmalarda, ortak konutta kimin kalacağı, taraflardan hangisinin bu konuta daha fazla ihtiyaç duyduğuna ve varsa ortak çocukların velayetinin kime verileceğine bağlı olarak belirlenmektedir.
Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi gereğince, aile konutu olarak kabul edilen taşınmaz üzerinde, eşlerden biri diğer eşin açık rızası olmadan tasarrufta bulunamaz. Bu kapsamda, müşterek konutun devredilmesini veya satılmasını önlemek adına ilgili eş, Tapu Müdürlüğü’ne başvurarak aile konutu şerhi konulmasını talep edebilir.
Bu nedenle, eğer boşanma sürecinde müşterek konutun size tahsis edilmesini istiyorsanız, mahkemeye açık bir şekilde talepte bulunmanız ve gerekli hukuki adımları atmanız büyük önem taşımaktadır.
İlginizi Çekebilecek Yazılarımız
- Boşanma Davası…
- Evcil Hayvanların Boşanma Durumunda Sahiplilk…
- Aldatma Nedeniyle Boşanmak
- Boşanma Dilekçesi Nasıl Yazılır?
- Anlaşmalı Boşanma Nedir ?
ANKARA BOŞANMA AVUKATI İHTİYAÇLARINIZDA YANINIZDAYIZ!