Ankara işçi davaları

Ankara işçi davaları

Ankara işçi davaları , İşçinin alacak hakları nelerdir? Kıdem tazminatına hak kazanmanın yolları nelerdir?

İşçilik alacaklarına dair düzenlemeler 4857 Sayılı İş Kanunu’nda yer almaktadır. 4857 sayılı İş
Kanunu’nun 24. maddesi hükümlerine göre işçinin haklı nedenle işten çıkması halinde işverenin tazminat
ödemesi gerekmektedir. Bununla birlikte işçilik alacaklarından bazıları iş akdinin feshine bağlı alacaklar
bazıları ise iş akdinin son bulmasıyla talep edilebilecek kalemlerdir. İşçi alacaklarının tazmini için
öncelikle arabuluculuk müessesesine başvurulması gerekmektedir. Arabuluculuğa başvurulması zorunlu
dava şartıdır. Mevzuatımza göre işçi alacaklarının tazmini için öncelikle arabulucuya başvurusunu
yapacak, arabuluculuk müessesinde tarafların uzlaşamaması halinde işçilik alacakları için dava
açabilecektir. Şimdi iş davalarındaki alacak kalemlerini başlıklar halinde inceleyelim:

KIDEM TAZMİNATI

İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için en az 1 yıllık kıdeme sahip olması ve belirlenen
bazı özel koşulların varlığı halinde işten ayrılması halinde ya da işveren tarafından işçinin haklı bir neden
olmaksızın işçinin iş akdine son vermesi halinde işverenin işçiye ödemesi gereken tazminattır. İşçinin
kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için en az 1 yıllık kıdeme sahip olmak şartı yanında iş
sözleşmesinin İş Kanunu md.24’teki sona erme hallerinden biri ile sona ermesi gerekmektedir.

İHBAR TAZMİNATI

Belirsiz süreli iş sözleşmesinde iş sözleşmesi feshedilirken işçi ve işverenin İş Kanunu Madde 17’de
belirtilen sürelere uyması öngörülmüş aksi takdirde ise ihlal eden tarafın ihbar tazminatı ödemesi
gerektiğine hükmedilmiştir. İhbar tazminatının amacı iş sözleşmesi feshedilirken işçinin yeni iş aradığı
sürede mağdur olmaması işveren bakımından da işçinin feshettiğinden haberdar olan işverenin, fesih
süreleri içerisinde iş aksamadan yerine yeni bir işçi bulabilmesidir. İhbar tazminatı işte bu noktada
tarafların belirsiz süreli iş sözleşmelerinde sürelere uymadan haklı bir neden olmaksızın fesih hakkını
kullandıkları takdirde kanun kapsamında tanınmış bir hak olup, bu sürelere uymayan işçi veya işveren
tarafından ödenmesi gereken tazminattır. İhbar tazminatı İş Kanunumuzun 17 maddesinde
düzenlenmiştir.

Madde 17

Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
İş sözleşmeleri;

  • a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
  • b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
  • c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasındanbaşlayarak altı hafta sonra,
  • d) İşi üç yıldan fazla sürmüşişçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, feshedilmiş sayılır. Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.

Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.
İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi
feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18 inci
maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı
dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda
işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması
ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir.
Bu maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32
nci maddenin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi
mümkün sözleşme ve Kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.

FAZLA MESAİ ÜCRETİ

Fazla mesai, işçinin haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Çalışma şekli her ne olursa olsun, işçinin
haftalık 45 saati aşan çalışması, fazla mesai olarak adlandırılır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu
iddiasını ispatla yükümlüdür. İspatı uygulamada genellikle işçinin çalışma arkadaşlarından olan tanıklarla
ispat edilebilmektedir.

UBGT (ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL)

UBGT günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır.
Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir.
İş Kanunu kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda UBGT günü olarak kabul edilen
günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak
çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir.

YILLIK İZİN ÜCRETİ

İş yeri işe başladığı tarihten itibaren, deneme süresi de içinde olmak kaydıyla, en az bir yıl çalışmış
olan işçilere yıllık izin verilmesi gerekmektedir. İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, 4857 Sayılı İş
Kanununda şu şekilde belirtilmiştir;

  • 1 yıldan 5 yıla kadar (beş yıl dâhil) olanlara 14 günden
  • 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden
  • 15 yıl (dâhil) ve daha fazla olanlara 26 günden az olamaz.

İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.

HAFTA TATİLİ ÜCRETİ

İşçinin en az haftanın bir günü 24 saat kesintisiz dinlenme hakkı vardır. Hafta tatili bölünerek
kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin 24 saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç
kullandırılmamış sayılır. Hafta tatilinde çalışan işçi günlük çalışma ücretinin 1.5 katı ücretine hak kazanır.

ÜCRET VE PRİM

Prim, işçinin mal veya hizmet üretiminde daha motive olması için ve başarısının artması için
işverenin ödül niteliğinde ödediği ödemelerdir. İşçinin prime hak kazanması için işyerinde prim
ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışmış olması gerekmez. İşyerinde çalışılan süreyle sınırlı
olmak üzere işçinin prim talep hakkı vardır. Prim uygulaması, bireysel ya da toplu iş sözleşmeleri ile de
kararlaştırılabilir. İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence tek taraflı olarak düzenli
şekilde yapılan prim ödemesi “işyeri şartı” haline gelir ve işverenin işbu primleri düzenli şekilde ödemesi
gerekir.
Ücret ise bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile
ödenen tutar, bir hizmet ediminin karşılığıdır. Ücret işverenin temel borçlarından olup, işveren bunu
ifayla yükümlüdür.

HİZMET TESPİTİ DAVASI

Hizmet tespiti davası, işveren tarafından sigorta bildirimi yapılmadığı durumlarda ve sigorta primi
yatırılmadan çalıştırıldığı durumlarda işçilerin öğrendikleri anda sigortasız çalıştıkları süreyi sigortalı
saydırmak için açtıkları davaya denmektedir. Görülen hizmetin üzerinden 5 yıl geçmeden tespit davası
açılması önemlidir.

Ankara işçi davaları ; İŞE İADE DAVASI

İş sözleşmesi geçerli bir sebep olmaksızın feshedilen işçinin işe geri dönmek istediği durumlarda
açılacak dava türüdür. İşe iade davası açmak isteyen kişinin işyerinde en az 6 ay kıdemi olmalıdır. Ayrıca
İş yerinde en az 30 veya daha fazla kişinin çalışıyor olmalıdır. Yine haksız yere işten çıkarılan kişi ile
işveren arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi olmalı ve iş akdinin işveren tarafından feshedilmiş
olmasıdır. Yani kendi isteğiyle işyerinden ayrılan işçi işe iade davası açamaz. İş sözleşmesi feshedilen
işçi geçersiz olduğunu düşündüğü fesih bildirimin tebliğinden itibaren bir ay içinde işe iade davası
açması gereklidir.

Ankara işçi davaları
Ankara işçi davaları

İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI VE BOŞTA GEÇEN SÜREYE İLİŞKİN ÜCRET

İşçinin işe iade davasını kazanması neticesinde işveren tarafından işe başlatılmaması halinde işçiye
ödenecek olan tazminattır. İşe iade davasını kazanan işçi, işe iade kararının kendisine tebliğ edildiği
tarihten itibaren 10 gün içerisinde işverene işe iade talebinde bulunmalıdır. İşçinin bu talebine karşılık
işveren talep de bulunan ve davayı kazanan işçisini 1 ay içinde işe başlatmalıdır. İşveren işe başlatsa da
başlatmasa da işçiye 4 aya kadar boşta geçen süre için ücret ve yan haklarını ödemek ve gerekli yasal
bildirimleri yapmakla yükümlüdür.

İŞ KAZASI

Sigortalı işçinin işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından görevle başka bir yere gönderilmesi
yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan
zamanlarda, sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp
getirilmeleri sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre
uğratan olaylar mevzuat ve yerleşik yargı içtihatları doğrultusunda iş kazası olarak nitelndirilmektedir.
İşveren tarafından, kolluk kuvvetlerine derhal ve Sosyal Güvenlik Kurumuna da en geç kazadan sonraki
3 iş günü içinde iş kazasının bildirilmesi zorunludur.


İş kazası, kişinin çalışma hayatında 5510 sayılı Kanunda sayılan hallerden birinde meydana gelen ve
sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hale getiren olaydır. 5510 sayılı Kanunda sayılan iş kazası halleri
ise şunlardır:

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle
  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda
  • Hizmet akdi ile çalışan emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında
  • Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle meydana gelen olaylardır.

İş kazası geçirmiş olan işçiye, vuku bulan olayın gereğine göre maluliyet aylığı bağlanabilir veya
duruma göre maddi ve manevi tazminat ödenmesi için dava açılabilir.

Sosyal Güvenlik Kurumuyla İlgili Diğer Davalar

Ankara işçi davaları ; EMEKLİLİK

Sigortalılık süresi, prim gün sayısı, cinsiyet ve işe başlama tarihine göre emeklilik yaşları farklılık
arz ediyor. Örneğin 24.05.1988-23.11.1989 arasında işe başlayan bir erkeğin sigortalılık süresi 25 yıl
olup 5450 prim gün sayısını da doldurursa 50 yaşında emekli olabilmektedir. İşe başlama tarihi
ilerledikçe emeklilik için öngörülen yaş şartı ve prim gün sayısı artmaktadır. Bununla ilgili Sosyal
Güvenlik Kurumuna belirli prosedürlere uyularak başvuru yapılarak emeklilik işlemleri başlatılır.

MALULEN EMEKLİLİK, MALULİYET AYLIĞINA İLİŞKİN ŞARTLAR

Malulen emekli olabilmek için 4/A ve 4/B kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş
kazası, meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, 4/C kapsamındaki sigortalılar
için ise çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifesini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü
kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı malul sayılır. Malulluk aylığı için malul
sayılma durumuna ilave bazı şartlar da gerekmektedir; En az on yıldan beri sigortalı olup toplam 1800
gün primi bildirilmiş olması, Sağlık Kurulu tarafından çalışanın en az %60 ve üstünde bir güç kaybının
olduğunun tespitinin yapılması ve bu durumun işe giriş tarihinden sonra meydana gelmesi gibi. Bu
şartların varlığı halinde kişi maluliyet aylığına hak kazanır.

ÖLÜM AYLIĞI

5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı
bağlanabilmesi için;
En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4/1-(a) sigortalıları için, her
türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartıyla ölüm aylığı bağlanır. Ölüm aylığı, ölen sigortalının;
Eşine, çocuklarına, anne ve babasına bağlanabilir.

SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK GELİRİ

İş kazası ya da meslek hastalığı neticesinde oluşan hastalık ve engellilik durumunda kurumca
yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum
Sağlık Kurulununca meslekte kazanma gücü en az %10 azalmış olan sigortalı, sürekli iş göremezlik
gelirine hak kazanır. Sürekli iş göremezlik geliri ömür boyu verilmektedir. Gelirin bağlanması için belirli
bir prim ödeme gün sayısı veya başka bir kriter yoktur.

GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK ÖDENEĞİ

İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde çalışma gücünün geçici olarak
kaybedilmesine geçici iş göremezlik denir. Geçici iş göremezlik; sigortalının iş kazası geçirmesi, meslek
hastalığına tutulması veyahut hastalık ve analık hallerinde, Kurum tarafından yetkilendirilen hekim veya
sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici olarak çalışamaması anlamına gelir. Yaygın
kullanım olarak, halk arasında “Rapor parası” olarak da bilinir.

HİZMET TESPİTİ

İşveren tarafından hizmeti kuruma bildirilmeyen veya çalıştıkları SGK tarafından tespit edilemeyen
sigortalı, çalıştığı hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde iş mahkemesine
başvurarak, açacağı hizmet tespiti davası ile çalıştığını ispat ederse bu çalışmalar hizmet sürelerine
eklenir. Bu hususun sağlanması için açılan davalara hizmet tespiti davası denir.

YURTDIŞI BORÇLANMA – YURTDIŞI EMEKLİLİK

Türk vatandaşı olup daha sonra başka bir ülkede çalışan kişiler için Türkiye’ye geri döndüklerinde
emekli olmak için SGK ya başvuruda bulunabilir. Ancak bunun için kişinin bir takım şartları taşıması
gerekmektedir. Bu şartları taşıyan kişiler Türkiye’de emekli olabilirler. Yurtdışı Borçlanma Şartları 18
yaş altındaki yurtdışı çalışma süreleri Türk kanunlarına göre çalışma sürelerine dahil edilmemektedir.
Yurtdışı borçlanma yapmak isteyen vatandaşlar,

yurtdışı çalışma sürelerini geçerli bir şekilde ispat
etmelidir. İlgili kuruma yapılacak başvuru sonucu yurtdışı borçlanma tutarları, başvuru tarihini takiben 3
ay içinde ödenmelidir. Yurtdışında geçirilen sürenin tamamını, veyahut da istenilen bir kısmının
borçlandırmaya dahil edilmesi mümkün.

ASKERLİK BORÇLANMASI

Askerlik borçlanması, vatani hizmetini er, erbaş ya da yedek subay olarak silah altında
gerçekleştiren vatandaşlar tarafından fiili hizmet süresine eklenebilmektedir. Eklenen bu süre, kişinin
emeklilik sürecini daha erkene çekme imkanı vermektedir. Askerlik borçlanması için er, erbaş ya da
yedek subay olarak geçirdikleri süreleri askerlik şubeleri ya da Kuvvet Komutanlıkları üzerinden
belgelendiren vatandaşlar, bu şekilde askerde geçirdiği günleri fiili hizmet süresine aktarabiliyor.
Askerlik borçlanması sayesinde emeklilik süreci de bir nebze de olsa geriye alınabiliyor.

İlginizi Çekebilecek Yazılarımız

Elif Yiğit Ankara Boşanma Avukat

ANKARA BOŞANMA AVUKATI İHTİYAÇLARINIZDA YANINIZDAYIZ!

Ankara Avukat Elif Yiğit Telefon Numarası : +90 0533 142 57 06

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir